Bilim ve Teknik Kasım 2011
Bu kimyasal maddelerle ilgili daha önce yapılan çalışmaların
çoğu hayvanlar üzerinde gerçekleştirilmiş ve insanlarda da benzer etkileri
olacağı öngörülmüş. Üreme, kimyasal maddelere maruz kalınması sonucunda
etkilenen biyolojik olguların ilk başta geleni olabilir, çünkü üreme sisteminin
bozulması hayli kolaydır. Düşük de çevresel zararlılara maruz kalınması ile
ortaya çıkan etkilerin bir sonucu olabilir. Şu soruları da sorabiliriz: Bu
kimyasal maddelerin gelecek nesillere etkileri nedir? Hormonları bozucu ajanların
gelecek nesillerin üremesi üzerinde de etkileri olduğunu biliyoruz. Bu durum,
annenin o maddelere maruz kalması sonucu mu ortaya çıkıyor? Yapılan yeni bir
çalışmada, yine pek çok evsel üründe ve kozmetikte bulunan bir kimyasal
maddenin kadınlarda
doğurganlığın azalmasıyla bağlantısı olduğu gösterilmiş. Araştırmacılar
1000’den fazla hamile kadın üzerinde inceleme yapmış ve kanlarında yüksek
seviyelerde perfloro kimyasalları (PFC’ler) bulunan kadınların çok daha zor
gebe kaldığını göstermişler. PFC’ler suya, kire veya yağa dayanıklı tekstil ve
deri üretiminde kullanılıyor. Ayrıca tırnak cilaları, diş macunları ve cilt
nemlendiriciler gibi kişisel bakım ürünlerinde de bulunuyorlar. Kimyasal
maddeler bozunmaya karşı dayanıklılar, çevrede ve vücutta yıllarca kalma
eğilimindeler. PFC’lerden
özellikle önemli olanları, PFOS ve PFOA olarak bilinen perflorooktan sülfonat
ve perflorooktanoat.
PFOS’lar
ve PFOA’lar hayvanların karaciğerlerinde, bağışıklık ve üreme sistemlerinde
görülen zehirli etkilerle ilişkilendirilmiş. Çok sayıda çocuğu olan kadınların
kanlarında az sayıda çocuğu olan kadınlarda olduğundan daha düşük PFOS ve PFOA
bulunduğu gösterilmiş.Günümüzde
hemen hemen her evde ortalama 15-50 litre zararlı madde bulunuyor ve genellikle
60’tan fazla zararlı ürün de kullanılıp depo ediliyor. Örneğin evsel
temizleyiciler, otomotiv ürünleri,boyalar, çözücüler, böcek
öldürücüler,kozmetikler. Evde gerçekleşen zehirlenme olaylarının % 50’si beş
yaşın altındaki çocuklarla ilgili. Yapılan çalışmalar uyarı etiketlerinin
yetersiz olduğunu gösteriyor. Bazı etiketler yanlış ilk yardım bilgisi,bazıları eksik bilgi içeriyor, bazıları ise aslında olmayan tehlikelere dikkat çekiyor.
Çok kullanılan 15.000 kimyasal maddeden
yaklaşık % 75’i için henüz zehirlilik testi yapılmamış. ABD Çevre Koruma
Ajansı’nın çalışmaları, hava kirleticilere maruz kalma oranlarının iç
ortamlarda 2-5 kat arttığını, bazen de dış ortamlara
göre
100 kat fazla olduğunu göstermiş. Ortalama bir evde bulunan 150’den fazla
kimyasal madde alerjilere, doğum kusurlarına, kansere ve psikolojik
bozukluklara neden oluyor. Temizleme ürünleri ve diğer evsel ürünler başlıca
sorumlular arasında. Bunların yanı sıra kişisel bakım ürünlerinde bulunan
kimyasal maddelerin 884’ü zehirli, 146’sı tümöre yol açıyor, 218’i üreme
bozukluklarına, 314’ü biyolojik mutasyona, 376’sı deri ve göz tahrişine neden
oluyor. Son 20-30 yıldır daha zehirli kimyasal maddeler hayatımıza daha da
fazla girdikçe,vücudumuzdaki
yağ dokusunda biriken zehir seviyesi artıyor. Biyobirikim çalışmaları bazı
zehirlerin yaşamımız boyunca vücudumuzda biriktiğini gösteriyor. Birikim genç
yaşlarda başlıyor ve nadir görülen rahatsızlıklara giderek daha sık
rastlanıyor. Örneğin böcek öldürücülerin evsel ürünlerin bileşimlerine
girmesiyle çocukluk kanserlerinde % 28 artış gözlenmiş. On yıl içinde astım
vakalarında % 42 artış gözlenmiş. Çocuk doğmadan önce
bahçede veya evde zararlı organizma öldürücüleri kullanan ailelerin
çocuklarında lösemi görülme riski daha yüksek.
Çevresel Zararlılar
Fosfatlar: Fosfatlar suyu yumuşatmak için kullanılan minerallerdir. Çok
etkili temizleyiciler olmalarına karşın gübre olarak da etki gösterirler.
Boşaltıma karışan temizlik maddelerinin içindeki fosfatlar nehirlere, göllere,
denizlere ve okyanuslara ulaşır. Özellikle göllerde ve nehirlerde alglerin
hızla çoğalmasına ve su kirliliğine yol açarlar. Fosfatlar atıksu arıtma işlemi
sırasında özel kimyasal maddelerin ilavesiyle uzaklaştırılabilir, ancak bu
pahalı bir işlemdir. Birçok ülke evsel deterjanlarda ve diğer bazı temizlik maddelerinde
fosfatların kullanılmasını yasakladı. Bulaşık makinesi deterjanları genellikle
fosfat kısıtlamalarının dışındadır, bilinen birçok marka fosfat içerir, ancak
fosfat içermeyen alternatif ürünler de var. Elde yıkama deterjanlarında ise
fosfat bulunmuyor.
Petrol temelli içerikler: Birçok temizleyicinin temel bileşeni, yüzey
aktif madde adı verilen deterjanın
kendisidir. Birçok yüzey aktif madde petrol temellidir. Bazı ürünler
içeriklerinin Hindistan cevizinden veya başka bitkisel yağlardan oluştuğunu iddia
ediyor. Tamamen petrolsüz yüzey aktif madde yapmak mümkün, ancak birçok yüzey
aktif madde, bitkisel olduklarını iddia edenler de dâhil, kısmen de olsa petrol
kaynaklı. Bitkisel yağların en önemli avantajı yenilenebilir kaynaklar
kullanılarak üretilmiş olmaları. Petrol kısıtlı bir kaynak ve rafine etme
işlemleri kirlilik yaratıyor. Bu kirlilik,
bitki yağları üretiminde zararlı organizma öldürücü
kullanımı
ve diğer etkilerle karşılaştırılabilir. Petrolsüz ürünleri almak için
arabanızla kat edeceğiniz uzun yol harcadığınız benzin düşünülürse bu ürünlerin
getireceği avantajların önüne geçebilir.
Biyobozunurluk:
Temizleyici maddelerdeki birçok bileşen
balıklar ve diğer canlılar için zararlı. Temizleme ürününü kullanıp
lavabonuzdan gönderdikten sonra sisteme karışan bu ürünlerdeki bileşenlerin
birçoğu su arıtma işlemi sırasında zararsız bileşiklere parçalanmalıdır.
Aslında birçok modern temizlik ürünü görece hızla biyobozunacak şekilde
tasarlanıyor. Biyobozunur olarak tanıtılan ürünler çevre için diğerlerinden
daha mı iyi? Belki de değil. Tüketicinin ürünün biyobozunurluğunu
değerlendirebilmesi için gerçekten güvenilir bir yol yok. Bitkisel yağdan
yapılmış yüzey aktif maddelerin petrolden yapılmış olanlardan daha biyobozunur
olması gerekmiyor.
Temizleme amaçlı kullanılan, zayıf biyobozunurluğa sahip petrol kaynaklı sadece
bir tek yüzey aktif madde var. Bu madde nonilfenol etoksilat. Temizlik
ürünlerinin bileşimini gösteren listede nadiren görülür. Çünkü görürseniz ürünü
almak istemeyebilirsiniz. Nonilfenol etoksilatlar ve
bunların türevleri olan oktifenil etoksilatlar, saç boyalarında, şampuanlarda
ve saç şekillendiricilerde çokça kullanılıyor. Genellikle “nonoxynol” veya
“octoxynol” olarak gösteriliyorlar. Nonoxynol-9 sıklıkla spermisid (sperm
öldürücü) olarak kullanılıyor.
Klor: Klor son yıllarda birçok çevrecinin ve başkalarının da haklı
saldırısına uğruyor. Özellikle organoklor bileşikleri çok tehlikeli ve çevrede
uzun süre kalıyor. Birçok evsel temizleyici klorlu beyazlatıcı içeriyor. Klorlu
beyazlatıcı veya sodyum hipoklorit, bir organoklor değil, ancak reaktif olduğu
ve akciğere ve göze zarar verdiği için tehlikeli. Klorlu beyazlatıcı içeren
ürünler genellikle az miktarda organoklorürler de içerir, bunun da hayvanlarda
kanser yaptığı gözlenmiştir. Doğal olarak, insanlar üzerinde de aynı etkiyi
yapması bekleniyor. Öyleyse klorlu beyazlatıcı kullanmaktan vazgeçmeli miyiz? Şart
değil, fakat beyazlatıcı kullanımını en aza indirebiliriz. Görece daha az
zararlı beyazlatıcılar da var. Fakat hiçbiri dezenfektan olarak işe yaramaz.
Klorlu beyazlatıcı içeren temizlik ürünleri kullanmamak, dezenfeksiyon
yapılması gereken durumlarda kloru tek başına kullanmak, daha az tüketim
sağlamanın bir yol olabilir.
Evsel Kimyasal
Maddelerin Sağlığa Etkileri
Evlerin çoğunda bulunan temizleyiciler genellikle çocukların da
ulaşabileceği yerlerde saklanıyor. Ayrıca bazı temizlik maddeleri gıdalara
benzeyebiliyor, bazıları da gıdalar gibi kokuyor. Bir evde olabilecek en
tehlikeli üç temizleme ürünü şunlar: Lavabo açıcılar, fırın temizleyiciler ve
asidik tuvalet temizleyiciler. Bunların çoğunda “TEHLİKELİ” etiketi var.
Aşındırıcı ürünler deride ve gözlerde ciddi yanmalara neden olur. Kazara
yutulurlarsa iç yanıklara neden olurlar. Bunların birçoğu diğer maddelerle
karıştıklarında çeşitli şekillerde tepkimeye girebilir. Bazı pas çözücüler de
aşındırıcı özelliktedir. Pek
çok temizleyici deriyi ve gözleri tahriş eder. Sadece aşındırıcı ürünler
yanıklara neden olur. Aslında evlerde bu tür ürünlerin bulunmasına gerek yok,
hepsinin de daha güvenli alternatifleri var. Yutulurlarsa çok tehlikeli olan
diğer ürünler ise çözücü içerenler. Gazyağı, yağ temelli boyalar, boya
uzaklaştırıcılar ve birçok otomotiv ürünü çözücü içerir. Temizlik ürünlerinin
az bir kısmı da çözücü temellidir, örneğin bazı mobilya cilaları, kuru
temizleme sıvıları, leke gidericiler ve bazı metal parlatıcılar. Bu ürünler
“yutulması zararlı veya ölümcüldür” şeklinde etiketlenmiştir. Çözücü temelli
bir ürün yutulduğunda akciğerlere kadar ulaşabilir. Burada akciğer yüzeyini
kaplayarak pnömoni benzeri ölümcül bir duruma yol açar. Bazı çözücü temelli
bileşiklerin yerine yine aynı işi yapan, su temelli ürünler kullanılabilir. En
genel evsel kazalar beyazlatıcı ve amonyak içeren ürünlerin karıştırılması
nedeniyle yaşanıyor. Bu şekilde bir kimyasal tepkime gerçekleşir ve “kloramin”
adı verilen bir bileşik oluşur. Kloramin gazı akciğerler için hayli tahriş
edicidir, öksürük ve tıkanmaya neden olur. Klorlu beyazlatıcı, tuvalet
temizleyici ve pas çözücü gibi asitli ürünlerle karıştırılırsa da tehlikeli
klor gazı oluşur.
Beyazlatıcı
ve amonyak içeren en genel evsel temizleyiciler klorlu çamaşır temizleyiciler
ve evsel amonyaktır. Bu ürünler genellikle keskin kokuları sayesinde ayırt
edilebilir. Astım, kronik akciğer veya kalp problemleri olanlar bu ürünleri
kullanmamalıdır. Zaman zaman bu ürünlerin kuvvetli kokusunu gidermek amacıyla
içlerine limon veya başka bir ferah koku eklenebilir. Bu aslında kötü bir
uygulamadır. Çünkü kötü koku aynı zamanda o ürünü koklamanın kişiye zarar
vereceğini gösteren bir uyarıdır. Koku vericiler genellikle zehirli olarak ele
alınmamalarına rağmen birçok insan oda spreyleri, parfümler, yumuşatıcılar ve temizleme
ürünlerindeki kuvvetli kokulara tahammül edemez. Yumuşatıcıların ve temizleme
ürünlerinin kokusuz olanları da vardır. Oda spreyleri kullanılmamalı, onun
yerine kötü kokunun kaynağı bulunarak ortamdan
uzaklaştırılmalıdır. Sprey kullanmadan, pencereleri açarak da bir odanın havası
temizlenebilir. “Yeşil” Ürünler: Son yıllarda ürünlerin çevresel etkilerine göre satın alınması
eğilimi var. Bu tip ürünlerin ya zehirli olmaması, çevresel olarak güvenli,
zararsız, geri dönüştürülebilir, biyobozunur olması ya da sayılan bu
özelliklerin tümüne birden sahip olması beklenir. Unutmayın ki hangi ürün
olursa olsun, üretiminin çevreye mutlaka bir etkisi vardır. En iyi ürünler, en
az zarar verenlerdir. Alışveriş yaparken şüpheci olun. Genel amaçlı ürünlerden
ziyade belirli amaçlara yönelik ürünler tercih edilmelidir. Örneğin “3 gün
içerisinde % 90’dan fazla biyobozunur” denmesi, sadece “biyobozunur” denmesinden
çok daha fazlasıdır. “Fosfat içermez” denmesi “çevresel olarak güvenlidir” denmesinden
daha iyidir. Çelişen özelliklere de dikkat edilmelidir. Ürünün bir yüzünde “zehirli
değildir” yazarken diğer yüzünde “buharı zararlıdır” yazıyorsa ortada bir yanlışlık
vardır. Sunduğu ürünün içilebilecek kadar güvenli olduğunu söyleyen satıcılara
karşı özellikle dikkatli olunmalıdır. Bu nadiren söylenen bir şey olsa da, ağız
yoluyla zehirlenme
olasılığının düşük olması ürünün zararsız olduğu anlamına gelmez. “Zehirli
olmayan” böyle bir ürün var mıdır? Yeterince alırsanız bütün kimyasal maddeler
zehirlidir. Genel olarak bir ürün, eğer ölümcül dozu vücut ağırlığı kilogramı
başına 5 gramdan büyükse zehirsiz kabul edilir.
Evde bir zehir turu
Alışveriş sırasında yapılacak bilinçli seçimlerle evlere zehirli
kimyasal maddelerin girmesi önlenebilir. Evinizde nelerin zehirli olabileceğine
dair bir fikriniz var mı? Bir “zehir turu” yapalım:
Mutfakta: Çok amaçlı temizleyiciler, amonyak temelli temizleyiciler,
beyazlatıcı, çelik veya diğer metal parlatıcılar, bulaşık deterjanı, fırın
temizleyici, ovarak kullanılan temizleyiciler tehlikeli kimyasal maddeler
içerir. Bazı örnekler:
*Sodyum hipoklorit (klorlu beyazlatıcıda): Amonyakla karışırsa
zehirli kloramin gazı çıkar. Bu gaza kısa süreli maruz kalınması, orta derece
astım belirtilerine veya daha ciddi solunum problemlerine yol açar.
*Petrol damıtma ürünleri (metal parlatıcılarda): Kısa süreli maruz
kalma geçici göz buğulanmasına, uzun süreli maruz kalma sinir sisteminde,
deride, böbreklerde ve gözlerde ciddi hasara neden olur.
*Amonyak (cam temizleyicilerde): Gözü tahriş eder, baş ağrısı ve
akciğer harabiyetine neden olur.
*Fenol ve kresol (dezenfektanlarda): Aşındırıcıdır. İshale, bayılmaya,
baş dönmesine, böbrek ve karaciğer hasarına neden olur.
*Nitrobenzen (mobilya ve yer cilalarında): Deride renk kaybına,
nefes kesilmesine, kusmaya ve ölüme neden olur. Kanser ve doğum kusurlarıyla
ilişkilidir.
*Formaldehit
(birçok üründe koruyucu olarak): Kanserojen olduğu sanılıyor. Gözler, boğaz,
deri ve akciğerler için kuvvetli tahriş edicidir.
Temizlik malzemeleri dolabında:
Çok
sayıda ürün zehirli bileşen içerir. Halı temizleyici, oda spreyi, çamaşır yumuşatıcı,
çamaşır deterjanı, yapışmayan örtüler, küf temizleyiciler, koku topları ve leke
sökücüler genellikle tahriş edici veya zehirli
maddeler
içerir. Örneğin:
* Perkloroetilen veya 1,1,1-trikloroetan çözücüler
(leke sökücü ve halı temizleyicilerde): Yutulduğunda karaciğer ve böbrek hasarına
neden olur, perkloroetilen hayvanlar için ve büyük olasılıkla insanlar için de
kanserojendir.
*Naftalin veya paradiklorobenzen (koku toplarında):
Naftalinin insanlar için kanserojen olduğu sanılıyor. Gözler, kan, karaciğer,
böbrekler, deri ve merkezi sinir sistemine zarar verir. Paradiklorobenzen ise
merkezi sinir sistemi, karaciğer ve böbrekler için zararlıdır.
*Hidroklorik asit veya sodyum asit sülfat
(tuvalet temizleyicilerde): Deride yanıklara, yutulduğunda ishale ve mide yanıklarına
neden olur, ayrıca yanlışlıkla göze sıçradığında körlüğe neden olabilir.
*Yumuşatıcılar ve bunlarda kullanılan
bazı parfümler hassas bünyeli kişilerde tahrişe neden olabilir.
Oturma odası ve yatak odasında: Tipik bir evde döşemeler bile zararlı olabilir. “Kırışmaya
dayanıklıdır”
etiketli
dokumalar genellikle formaldehit reçineyle işlenmiştir. Ütü istemeyen kumaşlar
ve nevresimler, perdeler, yatak giysileri ve diğer tüm dokunmuş ürünler, fakat
özellikle “kalıcı ütülü” veya “kullanımı kolay” ifadeleriyle satılan polyester/
pamuk karışımları, bu kapsamdadır. Modern mobilyalar formaldehit ve başka
kimyasal maddeler saçan sıkıştırılmış odundan yapılıyor. Halılar ise genellikle
böcek ve mantar öldürücülerle işlem
görmüş
yapay fiberlerden yapılıyor. Ofis halılarının birçoğu, 4-fenilsiklohekzen adı
verilen, halının lateks alt kısmında katkı maddesi olarak kullanılan bir kimyasal
içeriyor, bu maddenin de “sağlıksız” ofis binalarından sorumlu olduğu düşünülüyor.
Banyoda: Sayısız
kozmetik ve kişisel bakım ürünü zararlı maddeler içeriyor. Örneğin:
*Şampuanlarda kresol, formaldehit,
glikoller, nitratlar/nitrozaminler ve kükürt bileşikleri
*Saç spreylerinde bütan iticiler
(kanserojen metilen klorürün yerine), formaldehit reçineler
*Antiperspirant ve deodorantlarda kullanılan
alüminyum klorhidrat, aerosol iticiler, amonyak, formaldehit, triklosan
*Losyonlar,
kremler ve nemlendiricilerde glikoller, fenol, parfümler ve boyalar
Hobi odasında:
Hobi malzemelerinde kullanılan tehlikeli ürünlerle ilgili yasal kısıtlamalar
olmasına rağmen bazı resim malzemelerine maruz kalmanın sağlık bakımından
riskleri vardır. Tehlikeli kimyasal maddelere ve metallere örnek olarak şunlar verilebilir:
*Seramik boyalarında, boyalı cam
malzemelerde ve birçok boyada: Kurşun
*Gümüş lehimlerde ve boyalarda: Kadmiyum
*Resim ve seramik boyalarında: Krom
*Seramik boyalarında ve bazı kahverengi
yağ ve akrilik resim boyalarında: Mangan dioksit
*Bazı mavi boyalarda ve akrilik resim
boyalarında: Kobalt
*Akrilik
boyalarda ve fotoğraf ürünlerinde koruyucu olarak kullanılan: Formaldehit
*Boya
ve vernik uzaklaştırıcılarda, aerosol spreylerde ve kalıcı mürekkeplerde:
Aromatik hidrokarbonlar
. Mürekkep ve vernikte, boya uzaklaştırıcılarda,
lastik
hamurunda, aerosol spreylerde: Klorlu hidrokarbonlar (çözücüler)
*Boya
ve lastik hamuru incelticilerde, sprey katkılarında ve ipek baskı
mürekkeplerinde: Petrol temelli
Çözücüler
*Fotoğraf
ürünlerinde, vernik incelticilerde, boyalarda ve aerosol spreylerde: Glikol
eterleri ve asetatlar
Garajda: Çok sayıda
tehlikeli kimyasal bulunur. Boyalar, boya incelticiler, benzen, kerosen,
mineral yağlar, terebentin, motor yağları ve gazyağı gibi. Bu ürünlerdeki
kimyasal maddeler özetle şöyle sıralanabilir:
*Boya incelticilerdeki klorlu alifatik
ve aromatik hidrokarbonlar karaciğer ve böbrek hasarına neden olur.
*Gazyağındaki petrol hidrokarbonları,
motor yağları ve benzen, deri ve akciğer kanseri ile bağlantılıdır.
*Yağ temelli resim boyalarındaki mineral
yağları deri, göz, burun, boğaz ve akciğer için tahriş edicidir.
Havadaki
yüksek derişimleri sinir sistemi hasarına, bilinç kaybına ve ölüme neden
olabilir.
*Boya incelticilerdeki ketonlar solunum
sorunlarına yol açabilir; görülen etki ketonun ne olduğuna göre değişir.
*Odun
pastasındaki ketonlar ve toluen hayli zehirlidir. Deri, böbrek, karaciğer,
merkezi sinir sistemi hasarına neden olur, üreme sistemini etkileyebilir.
Bahçede: Zararlı
organizma öldürücüler evlerdeki en zararlı maddelerdendir. Bu tip ürünlerde
yaklaşık
olarak
1400 böcek öldürücü, zararlı ot öldürücü ve mantar öldürücü bileşen vardır. Ayrıca
kömür tutuşturucu sıvılar petrol kaynaklı çözücüler içerir. Yanıcı olmaları ve
yiyeceğin tadını bozmalarının yanı sıra bazıları da kanserojen olarak bilinen
benzen içerir.
Kaynaklar
Medical News Today,
2 Şubat 2009.
www.parentingbookmark.com/pages/Environment01.htm
www.acereport.org/cleaners.pdf
Prof .Dr.Adil Denizli
Doç.Dr.Handan Yavuz
Hacettepe Üniversitesi,
Kimya Bölümü,
Biyokimya Anabilim Dalı