Hayatımız neredeyse kanserojen materyaller ile çevrelenmiş durumda.Tükettiğimiz gıdalardan tutun da kullandığımız eşyalara kadar her şeyin içerisinde kanserojen yapan toksinler bulunuyor. Son yıllarda özellikle yükselen bir periyot gösteren kanser hastalığı , ne yazık ki tüm tehlikeleriyle yanı başımızda gardını almış , zayıf anımızı kolluyor. Farkında olmadan sürekli vücudumuza depoladığımız kansere alt yapı hazırlayan toksinler , gün be gün birikimlerini arttırıyor ve bizler farkında bile değiliz.Artık teknolojinin bu kadar ilerlediği bir dönemde bilinçli olmanın ve toksin içeren ürünlere, gıdalara ve markalara karşı tepki vermenin zamanı geldi…
Hiç bir şey sağlığımızdan daha değerli değildir.
Günlük yaşantımızda en çok karşılaştığımız sıkıntılardan birisi, aşırı terleme ve terlemeyle birlikte ortaya çıkan ter kokusudur. Terlemenin yanı sıra ter kokusu özellikle hem bireyi hem de çevresindeki diğer bireyleri rahatsız etmektedir.Bunun çözümü olarak roll-on ve deodorantlar üretilmiştir. Ter kokusunu tamamen ortadan kaldıran , terleyen bölgeye kuruluk kazandıran bu roll-on ve deodorantların kanserojen toksinler içerdiğini biliyor muydunuz ?
Deodorant olarak tek bildiğimiz sıkıştırılan gazların ozon tabakasına verdiği zararlardı. Doksanlı yıllardan bu yana sürekli ozon tabakasına verdiği zararlar ön planda tutulmuş ve ardından roll-on lar üretilmişti. Fakat ozon tabakasının da ötesinde insan sağlığına verdiği zararlardan bahseden hiç olmadı. İnsan sağlığından daha önemli bir şey var mı dünya da ?
Sorularımızın yanıtlarını kendimiz bulalım ve sonrasında kanserli hastaların dokularında bulunan kansorojen maddeler ile karşılaştıralım. Karşımıza çıkan tablonun hepimizi ürküteceğinden eminim…
Re. marka roll-on ‘un içindekiler :Aqua , Alüminyum Zirconium Pentoclorohydrate ,Helianthus Annuus (Sunflower ) Seed oil , Glycerol ,Benzyl alkol …..
A.marka deodorant’ın içindekiler: Butane (Metal bidonlar içinde az bir basınç altında sıvılaşan, yakıt olarak yararlanılan HC formülündeki hidrokarbür gazı. ) Achol Denat , Propylene glycol , Linalool , Carboxamide , Alpha-ısomethyle ıonone , vanlylyl butyl ether , butyl alcohol …..
İçindekiler kısmını görürüz ama hiç incelemek aklımıza gelmez. Oysa ki roll-on deodorant pazarında yer alan tüm ürünlerin içerisinde alüminyum var. Alüminyumun gözenekleri tıkama özelliğine sahip olmasından dolayı bu ürünlerin içerisinde yer aldığı bilinmektedir.Bayan ürünlerinde bu oran %20 lerdeyken erkeklerin kullandığı ürünlerde bu oran daha fazladır. Bunun nedeni erkelerin bayanlara göre daha fazla ter üretmesidir.
Alüminyumun zararlarına gelecek olursak eğer , yapılan bir çalışma bize tüm gerçeği göstermektedir.“ İngiltere’deki Reading Üniversitesi’nden Dr. Philippa Darbe de benzer bir sonuca vardı. 20 göğüs tümörünü inceledi ve bunların 18′inde çoğu ter önleyicilerde koruyucu olarak kullanılan parabenler tespit etti. Bilim adamı sonuçları kamuoyuyla şu cümlelerle paylaştı: “Yeni bir çalışma yaptık. Kimyasal olarak 20 tümörün 18′inde paraben tespit ettik. Bu da göstermektedir ki cildimize yaptığımız bazı uygulamalar buna sebep oluyor. En olası adaylar ise deodorantlar, antiperspirantlar (ter önleyiciler), kremler ve vücut spreyleri.” dir. Birçok bilim adamı kanserle alüminyum arasında önemli bir ilişki olduğunu iddia ediyor. Çünkü bu metal DNA’yı bozuyor. DNA kırılması da kansere yol açıyor.
Bir başka durum ise kadınların doğasında bulunan östrojen hormonunun göğüs kanserine neden olmasının yanı sıra vücuda girebilecek östrojik maddelerinde göğüs kanserini tetiklemesidir. Bu tip maddelerden birisi de Alüminyum Chlorohydrate adlı kimyasaldır. Yapılan klinik çalışmaları deneyler, Aluminium Chlorohydrate benzeri alüminyum içeren kimyasalların vücutta östrojen benzeri etki oluşturarak hormonel dengeyi bozabileceğini, hücrenin genetik yapısının değişimine sebep olabileceğini ve bunun da göğüs kanserine yol açabileceğini göstermiştir. Ayrıca Aluminium Chlorohydrate deri tarafından kolaylıkla emilmekte ve vücuda girebilmektedir. Eğer ten traşlı ve temiz ise Aluminium Chlorohydrate’ın vücuda giriş hızının daha da arttığı düşünülmektedir. Aluminium Chlorohydrate içeren deodorantların kullanımı uzun yıllar devam edince kanser riski de o oranda artmaktadır.
Bir diğer çarpıcı sonuç ise tüyleri diken diken edecek türden, ne yazık ki !
“Kanser vakalarındaki artışın istatistiklerde belirginleşmesinden sonra Aluminium Chlorohydrateiçeren deodorantlar incelenmeye başlanmış; çünkü klinik çalışmalarda, Aluminium Chlorohydrateiçeren deodorantların uygulandığı koltuk altına en yakın bölge olan göğsün üst-dış kısmında kanser tümörünün daha çok oluştuğu gözlemlenmiştir. ”Bu çalışmalar ışığında anlıyoruz ki roll-on ve deodorantlar ile vücuda giren alüminyum koltuk-altına en yakın olan göğüs bölgesinde birikmekte ve kansere neden olmaktadır.
Deodorant ve roll-on’ların içerisinde yalnızca alüminyum zararlı değil, içinde ki çoğu kimyasal hemen hemen kanserojen özelliğe sahip ,şöyle ki ethylparaben , butylparaben , benzlparaben , methylparaben gibi kimyasallar petrolden elde edilmektedir. Bu ürünler deodorant veya roll-on üretiminde saf su ile karıştırılarak raf ömrü uzatılıyor fakat bu ürünler özellikle bayanlarda östrojenik özellik gösterdiğinden vücutta artan östrojen miktarı ile göğüs kanseri riski de artıyor.
Ne yazık ki farkında olmadan yıllarca roll-on ve deodorant kullanarak hem vücudumuza alüminyum depoladık hem de östrojen miktarını arttırarak göğüs kanseri riskini de arttırdık. Avrupalı bilinçli tüketiciler bu zararların farkına vardığı için Avrupa da parabenler ve alüminyumun bu tür ürünler de kullanılması yasaklanmıştır. İçeriğinde paraben ,saf su ile üretilmemiş yağ bazlı ve alüminyum içermeyen ürünler üretilmeye başlanmıştır.
Bilinçli toplum, sağlıklı yaşam demektir , bunun en iyi örneğini Avrupalı halklardan görüyoruz. Teknolojinin gelişmesi ile bizler de bir çok bilgiye ulaşarak bilinçleniyoruz.
Bu ürünleri hepimiz tüketiyoruz ve içeriğindeki maddelerin neler olduğunu ve nasıl etkileri olduğunu bilmeden. Bu ürünleri hamile bayanların kullandığı da aşikardır. Hamilelikle birlikte her şeyin anneden bebeğe geçtiğini düşünecek olursak özellikle hamile bayanların bu konuda daha dikkatli olması ve bu tür ürünleri kullanmaması gerekmektedir. Aksi takdirde kolaylıkla deriden vücuda geçen alüminyum dünyaya gelmemiş bebeğin vücudunda da birikmeye başlayacaktır.
Sağlıklı yaşam ve kansere karşı korunmak için kanserojen içeren kimyasallardan ve doğal yolla üretilmemiş gıdalardan uzak durmamız gerekiyor. Çocuğumuz ve bizlerin sağlığı için hepimiz el ele verip sağlıklı ürünleri tüketip ,diğer ürünlerin kullanımını durdurmalıyız. Satışı olmayan kanserojenler bir müddet sonra üretimden elbette kalkacaktır. Biz bilinçli olursak eğer üretici de bunu dikkate alacaktır.
Lütfen kullandığınız roll-on ve deodorantların içeriğini kontrol edin ve kendinizi zehirlere karşı koruyun. Çocuklarınızın ve ailenizin sizlere ihtiyacı olduğunu ve hayatın yaşamaya değer olduğunu unutmayın…
Kaynak:
Dr.Phlippa Darbre
University of Reading, İngiltere
Hücre ve Moleküler Biyoloji Departmanı
Kanser Araştırmaları Merkezi
Darbre PD., Aluminium, Antiperspirants and Breast Cancer.
Journal of Inorganic Biochemistry 2005; 99(9):1912-1919
Darbre PD., Underarm Cosmetics and Breast Cancer
Journal of Applied Toxicology 2003; 23(2):89-95
http://www.cancer.gov/cancertopics/factsheet/Risk/AP-Deo
http://www.lanaturel.com/products_TR.asp?id=454&mdid=14
http://www.izafet.com/saglik/475743-ter-kokusunu-giderirken-kanser-olmayin.html#ixzz1vrfss51L